Balık çiftlikleri ve tersane İSTEMİYORUZ!


 

Taşucu’na kurulmak istenen tersane ile kıyılara yapılmak istenen balık çiftliklerine karşı halkı uyaran uzmanlar, bu yatırımlara karşı durma çağrısı yaptı.

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Silifke’de, “Balık çiftlikleri ve tersane istemiyoruz” panel gerçekleştirdi. Panelin açılış konuşmasını MERÇED Silifke Temsilcisi avukat Ayşe Doğan yaptı. Doğan konuşmasında; hukuksal hak ve yetki çerçevesinde bölgede yapımı planlanan nükleer santral, çimento fabrikaları ve termik santrallere karşı mücadele ettiklerini söyledi. “Kamuoyunu ve yöre halkını bilgilendiriyor. Basın açıklamaları, paneller ve hukuki sürecin takibi ile etkin bir çalışma sergiliyoruz” diyen Doğan, “Bölgemizde kurulması planlanan kirletici tesislerin yanında Taşucu Mahallesinde yapımı planlanan tersane, Aydıncık ve Silifke sahillerinde kurulumu planlanan balık çiftlikleri de bölgemiz için çok ciddi ekonomik sosyal ve çevresel riskler oluşturacaktır” dedi.

TERSANE BÖLGEYİ BİTİRİR!

Daha sonra söz alan Çevre Bilimci Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, kurulması amaçlanan Taşucu Tersanesi ile ilgili bilgiler verdi. Tersanenin Göksu Deltasına, Özel Çevre Koruma Bölgesine, tarımsal niteliğe sahip alanlara ve çevrenin ekolojik dengesine yaratacağı olumsuz etkiye dikkat çeken Küçükgül, “Bu etkiler nedeniyle tersanenin kurulumu: 2004 yılında Danıştay’a açılan dava sonucunda kurulumu red edilmiştir. Tersanenin kurulum yeri bugünde değişmemiştir. Dolayısıyla tersane kurulduğu takdirde düşünülen aynı etkiyi yaratacaktır.

Tersane sahasında yapılacak fiziksel ve kimyasal işlemlerin (mekanik, ahşap, elektrik, boya, plastik işlemleri yanı sıra gemi bakımı için bunlara ilave olarak yüzeylerin hazırlanması, sac temizliği-tamiratı, boyama, renk giderme ve raspa işleri) bir çoğu açık alanda yapılması planlanmaktadır. Sahada oluşacak emisyonlar (partikül madde, toz, metal tozları, boya pigmentleri, çözücüler, yanma tepkimeleri sonucu oluşan gazlar, atıklardan oluşacak buharlaşmalar vb.) çevreyi olumsuz etkileyecektir. Gerek kara tarafında, tersanede gemi inşa ve bakım faaliyetleri aşamasında gerekse denizde gemi trafiği nedeniyle deniz suyu kalitesinde bozulma ve deniz canlılarının yaşam alanına olacak olumsuz etkiler nedeniyle tür sayılarında ve çeşitliliğinde bozulma oluşacağı kaçınılmazdır.

İşletme inşa aşamasında ve faaliyete geçtikten sonra oluşacak önemli kirleticilerden biriside gürültü kirliliğidir. Gürültü kirliliğinin aratacağı olumsuz etkilerden Göksu deltasındaki koruma altına alınan türler zarar görecektir. Kuluçka dönemini burada tamamlayan hassas türler ve üreme döneminde olan kaplumbağaların gürültüden dolayı bölgeden uzaklaşmak zorunda kalacaktır” dedi.

AB’DE YASAK TÜRKİYE’DE UCUZ!

Tersanenin faaliyet hazırlık aşamasında ve sonrasında yapılacak işlemler sonucu; özellikle katı, sıvı ve gaz atık oluşumu görüleceğini de kaydeden Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, bu atıkların bertarafı için ise tersanelerde yeterli önlemler alınamadığını işaret etti.

“Atmosferik emisyonlarla gazların ve partiküllerin gerek deltaya gerekse denize yayılması ile her iki ortamda olumsuzluk yaratılacaktır” diyen Küçükgül, “Raspa işlemleri, boyama, metal işlemleri vb. önemli kirletici prosesler doğada toprakta, suda ve canlı bünyesinde taşınım prosesleri sonucu toksisite düzeyine kadar ulaşabilecek etki yaratacaktır. Bu faaliyetlerin yanı sıra gemi trafiği artışıyla, gemilerin su kesimi yüzeyleriyle taşınacak,egzotik türler, sintine ve balast suları, yakıt ve yağlardan oluşacak ve çeşitli yollarla yayılacak kontrolsüz kirlilikler deniz suyunu doğrudan Göksu deltasını dolaylı olarak olumsuz etkileyecektir. Bakım-onarım tersanelerinde sıkça kullanılan gemilerin raspası işlemleri Türkiye’de ucuz olduğu için gırid tozu (Dünyada çoğu yerde özellikler AB ülkelerinde yasaklanmıştır) ile yapılır. AB tarafından yasaklanmasını sebebi ise gırid tozunun raspa sırasında yüksek basınçlı hava ile gemi sacına püskürtülmesi sonucu mercimek büyüklüğünden kum tanelerine dönüşmesi ve bu toz bulutunun rüzgârla taşınıyor olması yanında insanların akciğerlerine yerleşmesi ve birikmesi sonucu 5–10 yıl içinde akciğer kanserine yol açıyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Gemi  ve yat üretimi ve bakımı aşamasında kullanılan boya işlemi, Olan yassı çelik, kaynak teli, kaynak tozu, çeşitli boya ve çözücüler, grit, oksijen ve LPG, ahşap, kontraplak, deniz tutkalı, epoksi ve polyester reçineler, taş yünü, cam elyafı, gelkot, aseton vb. ham ve yardımcı maddelerin kullanımı sonucunda çevre çok kirlenmekte ve insan sağlığı çok olumsuz etkilenmektedir.

Türkiye’deki tersanelerde AB ülkelerinde sökümü riskli olan gemilerin de sökümü yapılmaktadır. Tuzla Tersanesinde yapılan bilimsel ölçümler tersanenin denizi çok ciddi kirlettiği ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Taşucu’nda kurulumu planlanan tersane de işletme aşamasında denizi ve tarım alanlarını çok kirletecektir. Tersaneden Göksu deltası çok olumsuz etkilenecektir” dedi.

“TÜRKİYE’DE BALIK ÇİFTLİKLERİNİN KURULUM STANDARDININ, DÜNYA STANDARTLARININ ÇOK ALTINDA”

Panele katılan Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Umur Gürsoy da, balık çiftliklerine dikkat çekti. Türkiye’de balık çiftliklerinin kurulum standardının, dünya standartlarının çok altında olduğunu dile getiren Gürsoy, “Balık çiftliklerinde yem ve çeşitli kimyasalların yanı sıra, balıkların verimini artırıcı ve hastalıklara karşı da antibiyotikler kullanılmaktadır. Balık çiftliklerinde kullanılan yemler, antibiyotikler ve diğer kimyasallar ile birlikte balıkların dışkıları denizin dibinde birikerek zamanla denizin dibindeki bitki örtüsünü ve denizdeki oksijeni yok etmektedir. Bu durum denizdeki diğer canlıların bölgedeki varlığını tehdit etmektedir. Deniz yatağında biriken bu yoğun kirlilik denizin ekosistemini ve doğal hayatını zamanla yok etmektedir.

Balıklar tarafından yemlerle alınan azot miktarı yaklaşık % 20-30 oranında olmaktadır, geri kalan % 70-80 ise suya geri atılmaktadır. Fosfor, azot, organik maddeler ve sudaki asılı katı maddeler balık çiftliklerinde kirliliğe yol açan ana etmenlerdendir. Çiftlik deniz tabanına metrekareye 6 kilo kirlilik yağdırmaktadır.

Balık yeminde deniz balığının kullanılması zamanla denizde yetişen deniz balığının tükenmesine neden olmaktadır. Antibiyotikler yem ile birlikte verildiğinde %20-30’u balık vücudunda tutulmakta %70-80’i ise çevreye geçmektedir.

Deniz ve tatlı sulardaki ağ kafes yetiştiriciliği özellikle turistik bölgelerde önemli ölçüde görsel kirliliğe neden olmaktadır.

HEKİMLERİN, DOĞAL OLMAYAN ÜRÜNLERE MUHALEFETİ GİDEREK ARTIYOR

Hekimlik mesleğinin doğal olmayan ürünlere karşı giderek artan bir muhalefeti var. Doğal olmayan ve işlenmiş besinler konusunda bugünlerde barsak bakterilerimizin doğal içeriğini (barsak florası) bozulmasının vücudumuzda yol açtığı çok geniş yelpazedeki hastalık ve değişiklikler önem kazanmaya başladı.Gebe annenin ve çocukların besinlerdeki ağır metaller ve koruyucu maddelerin barsak florasında yaptığı değişiklikler nedenli artan otizm ve davranış bozuklukları bunlardan biridir.

Türkiye’de, günümüzde çipura ve levrek üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri haline gelmiş ve Avrupa’ya bu türlerin en çok ihracını gerçekleştiren ülke olmuştur. AB ülkelerine ihraç ettiği tek hayvansal gıdadır. Neden onlar kendileri üretmiyor? diye düşünmek gerekiyor.

TSK Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın 2000 yılı faaliyet raporuna göre 209 adet balık çiftliği denetlenmiş ve 124 adedi çevre kirliliğine sebebiyet ve ruhsatsız çalışma suçlarından dolayı savcılığa sevk edilmiştir.

Balık çiftliklerine karşı gelinmelidir, çünkü balık çiftliklerinden yetişen balıklardan canlıların aldığı aşırı antibiyotikten kaynaklı antibiyotiklere karşı direnç kazanmakta, ekolojik-çevresel bozulma, toplumun sosyal ve ekonomik (turizm gelirlerinin düşmesi) kayıpları, psikolojik etkenler (yazlıkçıların, emeklilerin hayalleri yok oluyor, gasp ediliyor) gibi olumsuzluklar meydana getirmektedir. Bunun için toplumsal ve bireysel olarak etkin mücadele edilmelidir diye konuştu. (bülten)


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA